Hayatın en temel parçalarından biri olan ‘başarısızlık’, aslında bir tür hayata tutunma güdüsü olarak karşımıza çıkar. Başarılı olmak için başarısız olmak değil, eğrilmek bükülmek için, anımsamak için.
Başarısız olmak;
Görmek için, belki de yeniden hissetmek için.
Hatırlamak için, yeniden olmak için, öze vakıfolmak için.
Yeniden düşünmek için, yeniden sorgulamak için.
Ben değil biz olabilmek için, beraber olmak için.
Unutmamak için, hafıza için.
★ ★ ★
Yorgunluk toplumunu oluşturan argümanlar başarısızlıklardan değil başaramama düşüncesinden beslenir.
Bir parazit misali dizilen, başaramamaya dair retorikler bizi yemeye muktedirdir.
Bağışıklık mücadelesi yerini fonksiyonlara, formüllere bırakmış ise bireye fazla iş kalmamıştır. Aksi durumda daha çetin koşullar ve zaman bizim için külfettir. Ama külfet olmamalıdır, çünkü elzemdir.
“Başarısızlık, daha zekice başlama fırsatından başka bir şey değildir.”
Henry Ford
★ ★ ★
Bir de ciddiyeti denesek?
Alev Alatlı Hoca’nın üzerinde durduğu gibi ciddiyete övgü yerindedir.
Mağlubiyet veya yenilgi yoktur, ciddiyetsizlik vardır.
Başarısızlık tahminin ötesine geçip tekrar deneme fırsatıdır, ama bu sefer farkındalık ve çözüm tahminlerin ötesine geçip somut önerilere bürünür ki bu çok değerlidir.
Tekrar değerlendirme, tekrar istişare kıymetlidir. İşin rengi ciddiyetle harmanlanır. Bu kez çabalar ve umutlar daha anlamlıdır artık. Mücadelemiz ise gaipten gelişen semptomlara yöneliktir. Çünkü yenilgi gibi olumsuz çağrışımlar, rekabete veya atikliğe anlamsız ama abartılı övgüler bizim için.
Çünkü bakış açımız, rekabeti besleyen asimetrik bir övgü biçimi bizim için.
Hakikat ise cazip değil, övgüye mahzar açıklarda ortaya çıkan yamalar bizim için.
★ ★ ★
Mekanizmaların çalışma prensipleri, sistemler için geçerli olsa da bireyler için durum daha derindir. Prensiplerin göreceliği, standart önerisi bunu daha net görmemizi sağlar. İdealler, ahlak ve zihinsel süreçler standardı reddetmez mi?
Bireyin kökten özgürlüğü nevrotik bir tartışmadan ibaret değil mi günümüzde?
Sözgelimi insan değişti, ancak başarısızlıklar değişmedi. Başaramama düşüncesi değişti elbet. Korkular değişti. Korkuları besleyen Makyavelci gizli bir rekabet anayasasıydı bu, işte bu değişmedi. Heykeller, işaretler değişti, ihtiyaçlar değişti, değerler değişti ama toplumun derdi değişmedi.
Bu dert bireyi ağır ağır kemiriyor, başarısızlık beceriksizlikle anılıyor ve yorgunluğu egemen kılıyordu.
İşte başarı reçetem:
Söylenecek fazla bir şey yok.
Başaramadık, hepsi bu.
Başaracağız ama.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/mors-certa-vita-incerta-olum-kesindir-hayat-degil/601586